4 Şubat 2011 Cuma

BEKLENMEDİK KAYIPLAR

Haziran ayıydı. Hava çok sıcak ve nemliydi. Akşam arkadaşlarla bir yerlere gitmeye karar verdik. Kafa dağıtacaktık işte. Biraz yürüdükten sonra barlar sokağına geldik. Az ilerde bir barın köşesinde baygın halde bulmuştum onu. O kadar tatlıydı ki dayanamadım ve kaldırdım onu oradan.
Arkadaşlardan müsaade istedim ve onuda alıp eve geldim. Bitkin bir haldeydi. Sanki eziyet görmüştü. Eve geldikten sonra üstünü aşını temizledim. Tertemiz olmuştu. Ama hareketleri çok ağır ve bitikti. Onda bir şeyin olduğundan emindim. Hastaydı. İğnelerini aldım düzenli olarak ve bildiğiniz bakmaya başladım onu çocuğuma bakıyormuş gibi...
Üç ayın sonunda çok sağlıklı ve canlı bir hale geldi. İki günlüğüne İstanbul'a gidip işlerimi halletmek zorundaydım. Onu yazlıkta bıraktıktan sonra İstanbul'a geldim. İki gün gün geçti ve tekrar onun yanına dönüyordum, bu muhteşem bir şeydi benim için. Nihayet otobüs biletimi ayarladım ve yola koyuldum. Artık onun yanına gelmiştim. Tam apartmanın karşı sokağındaydım. ki o beni balkondan gördü. Koşa koşa yanıma gelirken...Araba çarptı ona.. O an ölüyorum sandım ve o ölmüştü. Küçücük bedeni yaşamasına müsaade etmemişti anlaşılan. Benim bebeğim, kızım, herşeyim, köpeğim öldü..
Farkındaysanız başından beri bir insandan bahseder gibiydim sizlere.Beklenmedik kayıplar, ani gidişler.. Hayatımızın her köşesinde bunları bulucaz kimi zaman bir düşman kaybedicez kimi zaman bir dostumuzu.. Belki de hayattaki en büyük aşkımızı..Ama en önemlisi sonunda kendimizi de kaybedeceğiz. Yakındır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder